Dolunay

Ay her zamanki gibi yukarıda. Masada ise çoğu yenmiş mısır lapası, Soren ile konuşmaya çalışıyor. Soren umursamamaya çalışıyor, üç gün önce yediği balığın kılçıkları çöpten Soren'in yüzüne bakıyor. Yine aynı yerdeyim diye iç geçiriyor Soren. "Neden bu uğraşın" diyor Glen

Soren "beni anlayacak burada yalnızca teleskopum var geceleri o anlar beni, hem yanmış mısıra etleri ayrılmış balığa ne oluyor teleskopum olmasa nasıl takip edebilirim bütün bu olanları" 

Soren teleskopunun başına geçti ayın dolunay olmasına daha var yıldızlar da kendi halinde. Gece ve gök daha huzurlu gündüzlerin diktatörü güneş yok, gökyüzünde herkes kendi halinde geziniyorlar.

Soren arkasına döndü kılçık hala iğrenç iğrenç Soren'e bakıyor. Soren  "dışarıya atılma vaktin geldi kılçık" dedi ve acımasızca kılçığı kafasından tutup pencereden dışarıya fırlattı. Sonra teleskopa tekrar yoğunlaştı "bir değişiklik yok yukarıda off" dedi Soren.

Dolunay olmasına halen beş gün var, " kasabadan kaçmamız lazım Glen"  dedi Soren ve devam etti "Günler rezalet geçiyor güneş beni hep rahatsız ediyor gerçekten çok zorlanıyorum ve biliyorsun ikimiz için de elimden geleni yapıyorum " ....



Yorumlar